Giriş ve Amaç: Basınç yarası, hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, hastanede yatış sürelerini uzatan ve tedavi masraflarını arttıran ciddi bir sağlık sorunudur. Bu araştırma, cerrahi yoğun bakım hastalarında basınç yarası gelişme riskinin belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak gerçekleştirildi.
Gereç ve Yöntem: Araştırma, bir üniversite hastanesinin Genel Cerrahi, Nöroşirurji ve Organ Nakli Yoğun Bakım Ünitelerinde, Ocak 2013-Ocak 2015 tarihleri arasında yürütüldü. Araştırmanın evrenini sözü edilen kliniklerde yatan tüm hastalar, örneklemini ise olasılıksız rastlantısal örnekleme yöntemi ile seçilen 157 hasta oluşturdu. Veriler, Hasta Tanıtım Formu ve Braden Risk Değerlendirme Ölçeği kullanılarak toplandı. Hastalar kliniğe yattıktan sonra ilk 24. saatte Hasta Tanıtım Formu ve Braden Risk Değerlendirme Ölçeği uygulandı. Daha sonra 72. ve 120. saatlerde Braden Risk Değerlendirme Ölçeği tekrar uygulanarak basınç yarası gelişme riski belirlendi. Veriler; sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, ki-kare ve Kruskall Wallis varyans analizi testleri ile analiz edildi.
Bulgular: Araştırma sonucunda, hastaların yoğun bakıma yattıktan sonra 24. (13.31±2.37) ve 72. (13.57±3.33) saatlerde orta, 120. (11.90±4.00) saatte ise yüksek risk altında oldukları belirlendi. Hastaların 24. saatte %8.9’unun, 72. saatte %17.1’inin, 120. saatte ise %33.4’ünün çok yüksek risk altında olduğu saptandı.
Sonuç: Sonuçlar cerrahi yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların basınç yarası gelişmesi açısından orta ve üzeri risk altında olduklarını göstermektedir.
Introduction and Aim: Pressure ulcer is a serious health problem that negatively affects the quality of life of patients, prolongs their hospital stay, and increases treatment costs. This descriptive research was conducted to determine the risk of developing pressure sore in surgical intensive care patients.
Material and Methods: The research was carried out at the intensive care units of a university hospital General Surgery, Neurosurgery and Organ Transplantation clinics between January 2013 and January 2015. The population of the study consisted of all patients hospitalized in the mentioned clinics, and the sample consisted of 157 patients selected by the non-probability random sampling method. The research data were collected using a Patient Information Form and Braden Risk Assessment Scale. Both data collection tools were administered within the first 24 hours of hospitalization. At 72 hours and 120 hours, the Braden Risk Assessment Scale was administered again to determine the risk of developing pressure sores. The data were analyzed by number, percentage, means, standard deviation, chi-square and Kruskal-Wallis variance analysis.
Results: The analyses showed that patients had a moderate risk of developing pressure sores at 24 hours (13.31 ± 2.37) and 72 hours (13.57 ± 3.33) after hospitalization, while at 120 hours, the risk was high (11.90 ± 4.00). 8.9% of patients were at an extremely high risk at 24 hours, 17.1% at 72 hours, and 33.4% at 120 hours.
Conclusion: Our findings conclude that patients hospitalized in the surgical intensive care units are at middle and higher risk for pressure sores development.